2 Eylül 2011

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU

Zelzele, sel benzeri tabii afetler ve harpler, cinsel veya fiziksel şiddete maruz kalma, işkence görme, kaçırılma, trafik kazaları, terörist eylemlere maruz kalma benzeri zorlayıcı ve bireyin baş etme kapasitesini aşan durumlar ruhsal bakımdan travmatik hadiselerdir. Bu sebeple, yaşandığında birey ve toplumlarda kısa veya uzun  sürebilen psikolojik sorunlara sebep olurlar. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) normal insan tecrübelerinin haricinde kalan bu tür hadiseler yaşandığı zaman gelişen ve maruz kalan hemen herkes için problem kaynağı olabilecek duygusal, zihinsel, davranışsal ve sosyal bozuklukları kapsayan bir sorundur.

TSSB tanısının konabilmesi için, kişinin gerçek bir ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma veya kendisinin ya da başkalarının fiziksel bütünlüğüne yönelik tehdit yaşamış veya bu tarz bir hadiseye tanıklık etmiş olması, bu hadiseler esnasında da yoğun korku, dehşet ve çaresizlik hisleri yaşamış olması gerekmektedir. Ayriyeten, bu  esas ölçüt yanında yeniden yaşama, olayı hatırlatan veya eşlik eden uyarılardan devamlı kaçınma, genel tepki verme seviyesinde azalma ve aşırı uyarılmışlık belirtilerinin var olup olmadığına, bu belirtilerin belirgin bir sıkıntıya veya toplumsal, mesleki ve hayatın diğer alanlarında mühim bir fonksiyon kaybına sebep olup olmadığının kontrol edilmesi gerekmektedir.

Toplum içinde ağır travmaya uğramış insanların toplam sayısı kesin olmamakla birlikte TSSB’nin hayat boyu yaygınlık oranının yüzde 1-14 arasında değiştiği bilinmektedir.

Bozukluğun sıklık oranı yaşanan hadiseye ve etkilenme seviyesine bağlı olarak  değişiklik göstermektedir. Marmara depreminin yaşanmasından 14 ay sonra yüzde 64 oranında TSSB'na rastlanmıştır. Semptomlar, genel olarak hadiseyi takip eden ilk üç ay içinde başlamakla birlikte kimi zaman aylar, yıllar sonra da meydana çıkabilmektedir. Olguların takriben yarısı ilk üç ay içinde düzelirken, erken müdahale edilmeyen ciddi hallerde semptomlar kronikleşebilmektedir.

Bilhassa kronikleşmiş ve gecikmeli başlangıcı olan TSSB mühim bir psikososyal problem teşkil etmektedir. Tedavi edilmeyen ve kronikleşen TSSB, madde kötüye kullanımı ve bağımlılığı, yeme bozuklukları, fobiler, suç içeren davranışlar, depresyon, bayılma nöbetleri, obsesif kompulsif bozukluk ve psikotik ataklar ile maskelenebilmektedir. Bir başka deyişle travma sonrası meydana çıkan problemler erken dönemde tanınmaz ve müdahale edilmezse kronikleşip kişi ve toplum için maliyeti yüksek olan ciddi bir sağlık problemi haline gelebilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Randevular.Blogspot.com ziyaretçi görüşlerine önem vermektedir. Düşüncelerinizi istek ve şikayetlerinizi hemen altta yer alan form aracılığı ile bize ulaştırabilirsiniz.

Yorum yapmak için yorumlama biçimden adı/URL yazan yeri seçin. İsim vermek istemesseniz anonim kısmını seçin.